Bir bardak suda fırtına değil, isyanlar, ayaklanmalar, savaşlar kopuyor bu kitapta... Dünya tarihine elinizdeki bir bardağın içindeki sıvıya eğilerek bakmak... Bir bardaktan geçen kare yelkenli keşif gemilerini, Afrika içlerinde avlanıp tekneleri ambarlarına doldurulmuş siyahları, köle tüccarlarını, laboratuvarlarına kapanmış simyacıları, ateş pahası çay yüksük büyüklüğündeki fincanlarda içen aristokratları, savaş meydanlarındaki kola albaylarını seyretmek... Tom Standage bu kitapta bunu yapıyor. "Nasıl ki, arkeologlar kullanılan malzemeler temelinde tarihi taş çağı, bronz çağı, demir çağı vb dönemlere ayırıyorlarsa" diyor, "dünya tarihini farklı içkilerin egemen olduğu dönemlere ayırmak da mümkün." Ve ayırıyor da: bira çağı, şarap çağı, damıtık içkiler çağı, kahve çağı, çay çağı, kola çağı. Elinizdeki bardağın -ya da kadehin- içindeki sıvı yukarıdakilerden hangisi olursa olsun bu kitabı okuduktan sonra ona bir daha eskisi gibi bakamayacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)