‘Benim hayatım bir roman değil mi?’ dedi içinden. İlk romanını yazmış bir yazarın romanıyla kıyaslardı bazan hayatını. ‘Benim hayatım, benim ilk romanımdır,’ diye düşündü İzmail Tavlı. Ve güldü. Sonra yüzü ciddî tavrını takındı. ‘İlk ve son romanım,’ dedi içinden ve ayağa kalktı. Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam ve Onlar da İnsandı romanlarıyla Türk edebiyatında müstesna bir yer edinen Cengiz Dağcı, Biz Beraber Geçtik Bu Yolu romanında da yine kendi hayatından derin izler taşıyan sahnelerle okuyucunun karşısına çıkıyor. Hayatının sonbaharındaki İzmail Tavlı, hasta yatağında yatan hayat arkadaşı Ramila’yı izlerken hafızası onu savaşlara, sürgünlere, hastalıklara ve ölümlere, belki son kez ama ilk günkü gerçekliğiyle tekrar sürüklüyor. Vatanından sürgün edilmiş yaşlı bir adam, geri dönüp baktığında cepheden kamplara, bir yabancı ülkeden bir diğerine sürülürken, yaşadığı acılarla birlikte Ramila’yı nasıl vatanı bildiğini hatırlıyor. Her şeyiyle yabancı bir yerde, yalnızca Ramila’nın varlığıyla ayakta kalan ve yalnızca onun yanındayken duyduğu huzur duygusuna veda etmeye hazırlanan yaşlı İzmail’in aklından geçenler, ona göre çok daha geniş imkânlara sahip olan biz, günümüz insanlarına aşkın ve aşka sadakatin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.