2011 Yunus Nadi Öykü Ödülü sahibi Fadime Uslu, bir çocuğun yazma tutkusunu duyarlı bir dille öyküleştiriyor, okurunu sıradan bir ailenin yaşamına ortak ediyor. Şeyma’nın denize tutkun dayısıyla yaptığı içten sohbetler, yazının yaşamla nasıl iç içe biçimlendiğini anlatıyor; anlayışlı annesi, iletişim kurulması zor babası, haylaz kardeşiyle çekişmeleri ve arkadaşlarıyla ilişkileri üzerinden, kırılgan insanların iç hesaplaşmalarını da gözler önüne seriyor. Maceraperest dayının dünyanın farklı coğrafyalarından aktardığı öykülerle boyutlanan roman, aile içi iletişimin çocuklukta da yetişkinlikte de ne denli önemli olduğunu düşündürüyor. Hayali öykü yazmak olan Şeyma’nın en büyük ilham kaynağı, İstanbul’a arada sırada gelebilen dayısıdır. Dayı, usta bir terzi olan babasına karşı çıkarak denizci olmuş, bu sayede dünyanın pek çok ülkesini gezmiştir. Üstelik, Şeymalar’a her gelişinde, küçük bir hayvan dostunu da yanında getirmektedir. Dayısından dinlediği uzak ülke hikâyeleri, genç kızın yazma ve kendini tanıma serüvenini derinden etkileyecektir...