Çiçi Han… Baş eğmedi. Hiçbir güç onu özgürlüğünden vazgeçiremedi. Çin'e bağlanmayı reddetti. Kandaşı Hohanyeh Han ise Çin'e bağlanmayı onursuzluk saymamıştı. Çiçi Han ona karşı çıktı, savaştı. Sonrasında… Atası Mete Han'ın izinde çizmeye çalıştı yazgısını. Onun düşlerine tutundu. Önce günbatısına yönelecek, ordu toplayıp güçlenecek ve kutlu başkent Ötüken Yış'ı geri alacaktı. Günbatısını yeni bir ülkü olarak sundu budununa. Acuna bakışını ve göç yönünü değiştirdi. Yerleşip tutunmak, kök salmak ve bir daha yerinden kopmamak adına bir kale yaptırdı. Düşleri uğruna büyük bir adım daha atmıştı ancak… Çiçi Han'dan çok korkmuştu Çin. Çin, gündoğusunun en ucundaydı. Çiçi Han ise devletini günbatısında kurmuştu. Şayet güçlenirse, gündoğusuna döner ve Hunlar için yeni bir Mete Han dönemi başlatabilirdi. Destanları Hunlar yazardı. Çin ise bu destanlardan korkardı. Bir destanla başlamıştı her şey!
Bir koca budun, varoluş nedenini bu destana bağlamıştı. Çiçi Han yeni bir destan oldu düşleriyle. Budunu, bu destana tutundu. Bugün bu toprakları yurt tutuyorsak ve özgürsek, Baş eğmeyen Çiçi Han'ın destanı yazıldığı içindir!
(Tanıtım Bülteninden)