Bu kitabı Asr-ı Saâdete açılan bir pencere kabul edebilirsiniz. Saâdet asrından, asrımıza saâdet getirmek için açılmış bir mazgal da kabul edebilirsiniz. Yine kabul edebilirsiniz ki, bu kitap diğerleri gibi değildir. Zaman öldürmek için değil, gönül eğlemek için değil, iş olsun diye de değil. Hatta ve hatta birşeyler öğrenmek içinde bu kitabı okumayacaksınız. Bu kitabı okurken Kur’ân’ın nüzûl ettiği yıllara gidecek, İslâm dinini iki cihan serverinden öğrenen her şahsın şahsiyetinde dinimizin yaşanma tarzına dair birşeyler öğrenecek ve hemen bunu yaşamaya çalışacaksınız. Demek ki, her kitap kendi seviyesine göre insana birşeyler öğretir, amma hayatın saâdet sırlarını kesin çizgiler içinde veremez. Fakat bu kitap gibileri, bu kaidenin dışında tutulmalıdır. Evet Ebû Bekir (r.a.) isimli eseri okuyacağız. Okuyacağız amma, Ebû Bekir (r.a.)’e benzemek için, o ufka ulaşmak için koşacağız, bu hedef ve bu hedefte gizli saâdet ebediyen mesut edecektir. Bu eseri okuyarak Ebû Bekir (r.a.)’in insanlık dünyasındaki izlerini bulup o izleri takip edeceğiz. Evet, yollarında çoğaldığı şu devirde, istikametimizi tâyin edip, yolumuzu bulup, orada ilerlemeliyiz. Bunun için bu kitabı okuyoruz.