Çocukluğu 2. Abdülhamid döneminde, gençliği ise Meşrutiyet`i izleyen çalkantılı yıllarda geçen bir İstanbul çocuğu: İsmail Hakkı. Hukuk Fakültesi`nde gelecek düşleri ve düşünceleri ile okuyan bu idealist genç, patlak veren büyük savaşın rüzgârıyla cepheden cepheye savrulur… Çanakkale Cephesi`nde bir yandan görevini yapmaya ve hayatta kalmaya çalışırken, bir yandan da savaşın insanlık dışılığı üzerine kafa yormaktadır. Bu durumun üstesinden gelebilmek için, küçük yaşlarda edindiği bir alışkanlığı yardımına yetişir: yazmak. Hem de her yerde ve her koşulda. Çanakkale`den Doğu Cephesi`ne uzanan açlık, yoksunluk, sefalet, acı, çaresizlik ve ölümle dolu savaş yıllarını kâh siperden, kâh ordugâha çevrilmiş derme çatma köy odalarından, kâh zeminliklerden bakarak kayda geçer…