Bilme, bünyemizde ne tür bir değişiklik talep eder? Herhangi bir şey hakkında tam ve doğru bir bilgiye sahip olabilmek için neleri geride bırakmamız, neyi kendimizden uzaklaştırmamız gerekir? Böyle bir geride bırakma gerçekleşmediği takdirde bilgi hangi illetlerle maluldür?
Belki de bu soruların açtığı aralıktan "Bugün artık modern bilimden insanlığın hayrına bir şey bekleyemeyiz" yargısının aşırı bir yargı olmadığı görülecek, modern bilimin bilme tarzında neyin eksik ya da neyin fazla olduğu üzerine kafa yorulmaya başlanacaktır.
Güzelin kavranılması neden bizi mutlu eder? Bir şeyin verdiği haz ve tatmin gerçekte ancak irademizle ya da hedeflerimizle ilişkisinden kaynaklanabilir dendiği halde, güzel güzel olarak, kişisel hedeflerimizle ve dolayısıyla irademizle herhangi bir ilişki içinde olmaksızın bize nasıl haz verir, ıstıraplarımızı nasıl sona erdirir? Güzel, içimizde neyi harekete geçirir ve bize neyin kapılarını aralar?
Bu soruların açtığı aralıktan da bugün her fırsatta dile getirdiğimiz mutsuzluğumuzun kökenlerini öyle uzaklarda değil, güzeli ve güzelin yolunu açacak şeyleri ortadan kaldırdığımız dünyada aramamız gerektiğini görmeye başlayacağız.