Karlı bir ormanın tam ortasında tanıdım seni. Orman acımasızdı. Orman ıssızdı. Orman soğuktu. Sen ise bir kar tanesi gibi eşsizdin. Bir kar tanesi gibi erimeye mahkûmdun Eylül… Günler geçti, kış dindi… Güneş açtı, orman ısındı. Ve sen kar tanesi… Günün birinde milyonlarca kar tanesi gibi eridin… ve ben seni kurtaramadım. Eylül ve Merih’in Kar Küresi’nde başlayan maceraları serinin ikinci kitabı Kar Tanesi’yle kaldığı yerden devam ediyor. Bu sefer okuyanları çok daha soğuk, çok daha karanlık bir hikâye bekliyor. Eylül ve Merih’in hikâyesinde üşümeye ve onların kendilerini bulma yolculuğuna eşlik etmeye hazır mısınız? Merih, ismini “kırmızı gezegen” olarak bilinen, alev alev yanan Merih’ten alıyordu. Ben ise ona göre bir kar tanesiydim. Yanında erimeye mahkûm gibiydim... Bırak da senin yanın benim cennetim olarak kalsın, cehennemi tek başıma yaşıyorum zaten.