“Bugün âdemoğlu ruhundan kurtulmanın çaresini bulmuştur... Bugün âdemoğlu hayatı sade ve sade bir yığın ete bağlamanın yolunu bulmuştur. Kulakları olan beni dinlesin... Maskeler elem çekmez, gözyaşı dökmez, sevmez, nefret etmez! Maskeler ruhlara musallat olan gönül azabını bilmez. Maskeler mezardan sonraki meçhul âlemin hülyasıyla, fena rüyasıyla melül değildir. Maskeler fani, ruhlar ebedîdir. Maskelerin bir mabudu vardır. Kudret ve para! Bu mabut onları beşikten mezara kadar ellerinden tutup götürür ve akıbetleri ebedî bir hiçtir.” Ruhun ve bedenin şekillenmesinde savaşların yıkıcı etkisini bizzat yaşamış olan Halide Edib, insanların hem maddi hem manevi iki yönlü oluşlarını savaş ortamında yakından tecrübe etmiştir. Olgunluk yıllarında tercih ettiği gönüllü sürgün döneminde, Amerika ve Hindistan seyahatleriyle doğu ile batıyı da yerinde görmüş ve karşılaştırma yapmıştır. Etkilendiği yazar ve şahsiyetleri bir araya getirerek insanın maskeler arkasında gizlenmiş gerçek yüzünü ortaya çıkarmak ister. Çünkü iyi demek kötü demektir, kötü demekse iyi. Didem Ardalı Büyükarman