Malazgirt savaşı, tarihimizin dönüm noktalarından biridir. Bu itibarla alabildiğine önemli, alabildiğine manalıdır. Gerçi tarihimizi taçlandıran büyük zafer hakkında çok şey yazılmıştır. Ancak yazılanların çoğu, savaşın sebepleriyle neticelerine dairdir. O şartları yaşayan "insan" ihmal edilmiştir. Acaba o günün insanı, dünyaya nasıl bakıyordu? Kendinden olmayan milletleri nasıl görüp değerlendiriyordu? Ona göre savaş neydi, barış ne mana ifade ediyordu? Ölüm-kalım savaşına insanları gönüllü yapan duygu, nasıl bir duyguydu? Zaferin insanı ruh ve madde olarak nasıl bir insandı? Biz bu "meçhul asker"i aradık. Bulup bulamadığımıza okuyucu karar verecektir.