..Bu aslında bir kitap değil.Daha çok bir dans bu.Sıradan bir dans ta değil.Kalpten esen bir sufi kasırgası bu.Bu kitap bir şarkı,bir anımsama,bir kucaklama,o gizli ana duyulan bir özlem,bir zikirdir.. ..Ben sürekli tekrar tekrar,Zen ve Tasavvuf'tan bahsediyorum ki her insan bunlardan faydalansın.Seçim yapman gerekiyor.Kendini,enerjini izleyip,ona göre seçmen gerekiyor.İkisi de geçerli yollardır,ikisi de aynı hedefe gider.Her iki yol da hedefe ulaşmanın farklı biçimleridir çünkü hedef tam ortadadır.Pozitifle negatifin ortasında bir nokta vardır,tam ortadadır ve dönüşümün gerçekleştiği,kişinin dünyanın ve her şeyin ötesine geçtiği,Tanrı'ya adım attığı yerdir burası.
Pasif tipte biri olduğunu hissediyorsan Zen'i takip edip,pasifliğin derinliklerine doğru ilerlemeye başlarsan bir gün gelir,orta noktaya varırsın.
Aktif,enerjik,pozitif biri olduğunu hissediyorsan ve sessizce oturmak sana zor,gereksiz yere bir işkence geliyorsa,o zaman tasavvuf yolunu takip et.
Mevlana "Ey dost ! Bu ateşten şarabı,ateşin iğnelerini iç de öyle sarhoş ol ki,mahşer günü uyanmayasın" der.Tasavvuf yolu dansıyla neredeyse sarhoş olan,başka bir aleme taşınan dansçının yoludur.Mest olmuştur o;dansı sarhoş edici bir danstır.
Sufizm yoğun aşkın,tutkulu aşkın yoludur..