Tom came out of his house carrying a brush and a
big pot of white paint. He looked at the fence which was
three metres high and thirty metres long. He put his brush
in the paint, before he painted some of the fence. He
repeated it. Then he stopped to look at the fence, put
down his brush and sat down. There were hours of work
in front of him and he was the saddest boy in the village. Tom elinde bir fırça ve büyük bir kap beyaz
boyayla evden dışarı çıktı. Üç metre yüksekliğinde ve
otuz metre uzunluğundaki çite baktı. Çitin bir kısmını
boyamadan önce fırçasını boyanın içine batırdı. Daha
sonra çite bakmak için durdu, fırçasını yere koydu ve
oturdu. Saatlerce çalışması gerekiyordu ve o kasabadaki
en üzgün çocuktu. (Tanıtım Bülteninden)