Saka Türklerinin Kadın hükümdarı Tomris, biraz sonra atlarını ölüme sürecek olan savaşçılarının önünde durdu ve yürekleri titreten bir sesle gürledi.” Geriye yalnızca bizler kaldık. Birçoğu kadınlardan, ama erkeği kadar yiğit kadınlardan oluşan bir halk ve ordu... Karşımızdakiler acunun en vahşi, en acımasız ve en kalabalık ordusu. Ancak biliyorum ki gök kubbenin altındaki hiçbir ordu, şu dolunayın altında ateş saçan gözlerinizden daha cesur değil. Ve yine biliyorum ki yeryüzündeki hiçbir ordu, yurdu ve halkı için çarpan ulu yüreklerinizden daha büyük değil… Günümü aydınlatan güneş, gecemi aydınlatan ay ve atalarımın ruhları üzerine and olsun ki atımın çiğnediği bu toprak kanımla kızıla boyansa da kimsenin, hele ki o hain Perslerin esareti altına girmeyeceğim…” Hanlarının ardından Saka Türk savaşçılarının hepsi aynı coşkuyla gürledi. “And olsun.” Gök kubbenin her zerresi kahraman kadınların tiz çığlıklarıyla dolmuştu artık. Arkalarına bir kez olsun bakmadan sürdüler atlarını savaş meydanına. Önde Tomris Han, ardında savaşçıları… Yeryüzü daha önce, ölüme böylesine arzulu at koşturan bir millete tanıklık etmemişti… Tarih, Milattan Önce 15 Aralık 528’i gösterdiğinde Asya Bozkırları akıl almaz bir savaşa tanıklık ediyordu. Bir tarafta, 9000’i kadın olmak üzere 13.000 kişilik Saka Türk Ordusu. Diğer tarafta ise Pers İmparatoru Büyük Kirus’un kumandasında, 100.000’in üzerinde askeri ile Pers Ordusu. Başlarında, Türklerin İlk Kadın Hükümdarı Tomris Han’ın bulunduğu Saka Türkleri için bu savaş, tam anlamıyla bir varlık-yokluk mücadelesiydi ve bu mücadelede tek bir silahları vardı. Özgürlükleri İçin Ölümü Hiçe Sayan Savaşçı Ruhları… (Tanıtım Bülteninden)