Çocukluğumda çok yaramazdım. Annem, benden söz ederken, "Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar," derdi. Büyüyüp olgunlaşsam da, ben hâlâ eserlerimi yazarken, bir bakıma gökyüzüne kement atıyorum. Düşler, düşünceler, türlü fanteziler, en çok da yüreğime sığdıramayacağım kadar sevgi ve coşku yakalıyorum. Yetmiş iki kitabımı, işte o ganimetlerle yazdım. Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIMLA DÜŞLEDİKLERİM'in bileşiminden oluşuyor.